Trombositler, kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerdir. Trombosit seviyesinin düşük veya yüksek olması, bebeklerde çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Bebeklerde normal trombosit değeri, genellikle 130.000 ile 400.000 arasında değişir. Bu değerler, yetişkinlere göre bebeklerde farklılık gösterebilir.

Bebeklerde trombosit düşüklüğü, genellikle kan testleri ile belirlenir. PLT testi, bu amaçla en sık kullanılan testlerden biridir. PLT testi, kandaki trombosit miktarını belirler. Trombositler, kemik iliğinde üretilen ve kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan hücrelerdir. Trombositlerin dışı proteinle kaplıdır, bu sayede birbirlerine ve damar duvarlarına yapışabilirler. Bu yapışma, yaralanma durumunda kanın pıhtılaşmasını sağlar. Ancak trombosit seviyesinin düşük olduğu durumlarda bu pıhtılaşma gerçekleşmez ve bu durum, kan kaybı ve hatta ölümle sonuçlanabilecek ciddi tehlikelere yol açar. Trombosit düşüklüğü olan bebeklerde, herhangi bir kanama durumunda ciddi yaşam sıkıntıları ortaya çıkar.

Bebeklerde trombosit seviyesi 50.000'in altına düştüğünde, büyük kanamalara yol açabilir. Bu tür düşük trombosit seviyeleri, genellikle kanserli bebeklerde görülür. Özellikle lösemi ve kemik iliği kanseri gibi kemik iliği hastalıklarında trombosit seviyeleri ciddi şekilde düşer. Erken tanı konulsa bile, kanser hücreleri hızla yayıldığı için kemik iliğinde yeterli yer kalmaz ve kemik iliği hücreleri üretilemez hale gelir. Bu da trombosit seviyesinin düşmesine ve bebeğin yaşamını sürdürebilmesi için gereken düzenin bozulmasına neden olur. Ayrıca, radyoterapi ve kemoterapi gibi kanser tedavilerinde kullanılan yöntemler, trombosit hücrelerinin üretimini olumsuz etkiler. Bu durumu düzeltmek için bazı kanser ilaçları kullanılabilir. Trombosit eksikliği, basit bir rahatsızlık gibi görünse de aslında ciddi hastalıklara yol açabilecek bir durumdur. Yeni doğan bebeklerde ilk olarak bu tür kan testlerinin yapılması her zaman faydalıdır.